Geçmiş bir güne ait renklerle başlıyor film, o ilk anda, sevdim filmi aslında. Sonrasında, ne izleseydim, ne dinleyeseydim, farketmezdi sanırım:) Bir de, İtalya'yı seviyorsanız da, kesinlikle seviceksiniz, bazı harflerin üzerine basa basa, vurgulayarak ve gürültülü konuşmaları, telaşları, sizi yormazsa..
Ben bir Türk yönetmenin -Ferzan Özpetek- çok güzel bir şehirde çektiği, bizim kültürümüze hem uzak, hem yakın bir ailenin yaşamından bir kesit izledim. Gösterime girdiği ilk üç günde 500.000 kişi izlemiş, İtalya'da. Nasıl bulduklarını merak etmedim değil :)
Görüntüleri, müzikler çok hoştu. Konusunu her yerde yazdığı için yazmakta hiçbir sakınca yok. Makarna üreticisi (onların deyimleri ile pasta) ailenin Roma'da yaşayan, küçük oğulları eve dönüyor ve başkalarının istediği gibi yaşama düşüncesinde olmadığından, eşcinsel olduğunu ailesine açıklama kararı vermişken, birden kendisi bir süprizle karşılaşıyor. Hem komik, hem dramatikti ailenin verdiği tepkiler.
Bayanlar inanılmaz derece de, hoştu yada hoş doğru bir ifade olmayacak, dişiydi :) Ailenin iki yakışıklı oğlu dışında, evlerine ziyarete gelen diğer erkek arkadaşlarını da, bu katagoriye sokmamız gerekiyor sanırım..
Sevgili, seven, saran olarak iki erkeği görmek, biraz tuhaf hisler uyandırıyor kişi de..her ne kadar filmin içerisinde 2010 yılında, artık bunun bir hastalık değil de, özellik olduğunun altı çizilerek belirtilmiş olmasına, rağmen.
Tüm bunlar yaşanırken, filmin dışında gibi ilerleyen bir başka konu daha vardı. Büyükannenin, yaşamı..O an ezberlemeye çalıştığım ama yine aklımda kaldığı kadarı ile yazabileceğim "nicolas ölürken bile gülümsemeyi öğretti bana" cümlesi ve Sezen Aksu'nun " nergisin, zerenin taç yapraklarında, seninle baharı kutlamaya, geliyorum" şarkısı ile bitiyor.
Not: Filmin müziği de, çok güzeldi.
http://www.fileden.com/files/2010/3/15/2794336/serseri%20mayinlar.mp3nina zilli - giuliano palma / 50 mila
Not 2 : http://www.hurriyet.com.tr/magazin/magazinhatti/14244765.asp
5 yorum:
aa bi de sayfaya bahar gelmiş ya, pek güzel olmuş... huzur artmış sanki...
ferzan filmlerini seviyorum, kendi sinema dilini yarattığı içinde merakla bekliyordum... gitmeli ama önce teşekkür eetmeli :) müzik iyi geldi.
Evet, kasvetin kalın perdelerini açmak gerekiyor diye düşündüm ama dışarı da, hala şakur şukur yağmurun sesi var :) Bahar gelsin...teşekkürler Evren:)
Ferzan'ın sinemasını, ve bazı filmlerini seven biri olarak hep merak ederim yeni filmlerini... Ve bazen tekrar ediyormuş gibi gelse de bana, yine de seyrederim. Bekleyeceğim gelsin bizim buralara da diye...:))
Ve yine güzel bir yenilenme olmuş Hayatın Ortasında... Belirtmeden geçemedim:))
Teşekkür ederim buraneros :) Dışarıdaki havanın etkisi, bloguma da yansıyor :)
Yorum Gönder