önce saçlarıma
oradan,
oradan,
yanağımdan süzülenlere katılıyordu,
sessizce.
doku-n-duğum
ipek böceğinin kozasıydı.
nasıl da, sarınmıştı etrafımda
nasıl da, sığınmıştım içinde
nefes alamazken!
ben açarken, çiçeklerin üzerine damlıyordu
çiğ buseleri
ve gülerken
ışıldıyordu güneş
tam da tepede.
ateşin de yanmak vardı,
öyle son'a ermek.
Beklerken,
senin sabırınla
kozanın içinden kaçandım,
pür telaş,
ve
serin bir sabah ayazında
ıssız bir gecenin öfke nöbetinde
yağmura, tüm renklerini
-yı-katandım.
Koş şimdi
rüzgarla eş, kanat çırpan
o kelebeğe.
Not: Kaçıncı denemem unuttum, yine satırlar iç içe çıkarsa, yapacak bir denemem kalmadığı içindir :)