16 Nis 2012

Edep!



"......Tasavvufun yüzyıllardır baş tacı ettiği bu kelime nasıl oluyor da hem bu kadar göz önünde, aleni; hem de kapalı bir kutu, adeta sır bize?

Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edep.

Sadece o değil; haddini aşıp, kalp kırmaktan ödünün patlaması demektir. İstisnasız ayrımsız her insan, her canlı varlık, tıp tıp atan her yürek, avuçlarımızın arasında tuttuğumuz billur bir kâsedir. Dışı nasıl olursa olsun özü narin ve nazenindir. İçin titrer. Düşürmekten, düşürüp de kırmaktan öyle korkarsın.
.....
Bilmediğin konuda susmak, bildiğin konuda ahkâm kesmemektir edep. 
Bilgi bir perdedir. Sen ne kadar bilirsen bil, nasıl bir âlim olursan ol, en cahil görünen insandan bile öğrenecek bir şeyin vardır elbet. Edep bunu unutmamaktır.

İnsan ayrımı yapmamaktır edep.

Sokaktaki bir berduşun yanında da, Karun kadar zengin yada Süleyman kadar muktedir görünen yanında da aynı sakin idrakle durabilmek; saydam ve şeffaf olabilmek; girdiğin mekanâ yada konuştuğun adamın nabzına göre laf değiştirmemek, ince hesap bilmemektir edep.

Aşırılığa gitmemektir edep.

Hileden, desiseden, yalandan ve zorbalıktan hazetmemek; kimseyi aptal yerine koymamak, aşağılamamaktır. Tek başınayken de başkalarının yanındayken de şefkati elden bırakmamak; dış görüntülerden, parlak kabuklardan, ünvanlardan, payelerden etkilenmemek; her işte her adımda yüreğe bakmak, yüreğin ibresine göre yol almak...ve ha bire "ben" demekten vazgeçmektir edep.
....
Öyle kelimeler var ki, harf öbekleri olmaktan çıktı, gündelik hayatımızın akışını şekillendirmeye başladı. "Hoyrat" bunlardan biri. Hoyratız birbirimize karşı. Ve sağımız, solumuz, önümüz, arkamız...hoyrat. Yolda yürürken birbirimize bakışımız, evlerimizin çatıları altında birbirimizden söz edişimiz; konuşmalarımız, dedikodularımız, ithamlarımız, özyargılarımız, zanlarımız, yaftalarımız, dışlamalarımız..hep ama hep hoyrat. O kadar çok hırpalıyoruz ki birbirimizi, öylesine hırçın bir iklimdeyiz ki..Halbuki bu arada uzaktan bir yerden sesleniyor eski mi eski bir öğreti. Tembihliyor usulca.

"Edep ya hu edep!"

Firarperest / Elif ŞAFAK