30 Ara 2008

çıtırtı..tıkırtı..


2008'in son günü diyerek, kasvetsiz bir şiir...
---------------------------------------------

Damda gezen, beyaz kedinin tıkırtılarını duyduk
sobadan çıkan çıtırtıları, bir kenara koyup
tıkırtıların peşine düştük..
.
Kedi, karşı dama atlayıverdi hızla,
tıkırtıları duyduk
eee duyduk!
.
Sobadan çıkan çıtırtıların, bir benzeri midir dedik?
kedi gidince karşı dama
tıkırtılarda diner sandık,
yanıldık..
.
Damda gezen, beyaz kedi olmadığına
tıkırtılarda, damda gezen beyaz kediye ait olmadığına göre,
damda gezen, kimin tıkırtıları bunlar ?
.
Sobadan çıkan çıtırtıları , koyduğumuz kenardan aldık
sobadan çıkan çıtırtıların çıtırtılarını, çıtladık.


.

29 Ara 2008

farklı..







Bir mıknatıs gibi “o”
belki minik bir iğne sen..
çekiyor seni, karşı koymak mümkün mü?
.
Karşıdan karşıya geçerken,
gülümsedi sana,
siyah kabanlı adam..
gördün ve başını çevirdin yine de,
“o” gülse, sevinecek olan sen.
.
Şimdi
ışığa koşan ateşböceği..sen
güneşten kanatları eriyen ikarus..sen
.
ne sözler duydun, başkalarının ruhunu okşayan
ne sözler duydun, seninse içini ısıtmayan!
.
Gününün içinde,
yanından geçen herhangi biri
yaşamına öyle veya böyle
dahil olanlar

gördüklerin

duydukların değil..

tek “o”

etrafında dolanıp dururken kelimelerin
dünyanın uydusu, ay sen!

Bir mıknatıs gibi “o”
belki minik bir iğne sen..
çekiyor seni, karşı koymak mümkün mü?

.

28 Ara 2008



Sana,
sadece tek bir şey söyleyecektim..

hani, sen giderken
korkunç yalnızlıkların
peşisıra..

kal diyecektim..

kal diyebilmeliydi insan..

Gözlerim,
takılı kaldı gözlerinde..

sessiz kelimeler büyüdü içimde..

S ö y l e m e d i m!

.

26 Ara 2008

yeni..




Sen, duruyordun.
Dururken,
olduğun yerden bakıyordun, en anlamsız ifadenle.
Hızla akıp gidiyordu, gözünün önünden
eskimiş, değeri saklanan, artık bilinen sözler
gülüşü, içi aydınlatan yüzler
aynı o an tazeliğinde, yaşananlar..
ve son sürat, senden uzaklaşan
bir 365 gün!
Sen, duruyordun.
Dururken,
giden bir aracın penceresinden görüyordun!
Her şeyi geride yıpranmış bırakırken,
yaklaşıyordu
en yeni,
bilinmeyen,
umudu içinde barındıran
bir 365 gün!
Yine,
yeniden yaşa her gününü
yeni bir heyecanla.
...

24 Ara 2008

değişse de zaman..





Acemisiydim, o vakitler sevmemelerin..

geceye daha bir ağır çökerdi, kışın soğuğu
tek göz odalara sığınırdı bedenler
ışığa koşan pervaneler gibi
mutfak-oda
banyo-oda
arası koşturmalar yaşanırdı, telaşlı
dizlerine yatınca, saçlarımı okşardı annem
uykuya geçişin, yıllar boyu en aklımda yer edeni idi
bu dokunuş.

Acemisiydim, o vakitler duygusuzlukların..

uyku sarmadan soğuk sarardı, çarşaflarda
yorganın ayak ucundan,
ayaklarıma değerdi babamın elleri
“yine buz gibi” diyen üzüntülü sesini duyardım
uyku-uyanıklık arası..

üzerine tel konup, sabahlara kızarmış ekmek kokusu
tek küçük çizikle kesilip, akşamlara kestane kokusu
bazen
bir avuç fındığın kabuklarının çıtır çıtır soyulmasına karışan, o kavrulma kokusunu
yayan kömür sobası..

kiremit ısınırdı, o sobanın üzerinde..
kat kat bezlerle sarmalanıp
ayak ucuma yerleştirilirdi, usulca.

ruhum ısınır, hâlâ her hatırladığımda..

Acemisiydim, o vakitler yalnızlıkların..

sokak aralarında yaşayan çocuklarıydık, geçmiş zamanın
çığlıklara karışırdı, kahkahamız
merdiven boşlukları, düş evimizdi
kutular tencere, kap kacak
bir eski fatoş varsa birimizde, evin bebeği idi o
itirazsızca..sakınmadan

beyaz zarfların içinden,
içimi ısıtan kelimelerin değerini
çocuk yüreğime,
birini özlemenin ve yazmanın anlamını, öğretendi
bir kış günü
“tayin” kelimesinin anlamını çözemeden
önce başka bir ilçeye, sonra başka bir şehre giden
o ilk dostum.

Değişse de zaman,
Acemisiyim her daim, sevmelerin..
.

22 Ara 2008

dinle..



Tenhada unutulan, bir kuru yaprak gibi titriyor içimin sen'li zamanları..
"yıllar geçse de üstünden, bu kalp seni unutur mu?" diye soruyor, şarkılarım..

Şimdi,
ne rüzgarlar eş, esip giden yanıma
ne yağan yağmurlar, gözyaşlarıma

bildik hüzünlerime
ortak olan..

ince bir hüzün yadigâr,
senden..bana.

.

20 Ara 2008

ne dediğini bilmeden..



Gülüşünün ardında saklı içinin yangını
Derin değil sızı değil
İncecikten yanıyor..
.
Bir hastalık hali gibi dönüyor başın
hiçbir duygu sana ait değil şimdi..
bir o kadar yalnızsın
bir o kadar yılgın.
.
Gökten düşen
O tek yağmur damlası
.
bu kadar üşür mü?

.

aldanış..



Boğazımda düğümlenen
gözlerimde biriken yaşlar..

hani, tam geçerken arka tarafa
o demire vuruşumdandır, dizimi..

yoksa,
ol(a)mayana değildir öfkem!

19 Ara 2008

kendine geliş..



Elbet bitecek, herşey

günün getirdiği acılar sona erecek..

.

Dinle, bedeninin ve yüreğinin söylediklerini,

sana bir bir anlatışlarını dinle..

.

Ne çok inkar ettin, herşeyi

ne denli inatçıydın

ne denli gururlu!

.

Korkma

geçecek bunlarda

gülecek

ve alışacaksın yine de...

.

17 Ara 2008

Comme Vorrei



ci sono giorni in cui non dormo e penso a testo chiuso in casa col silenzio per amicomentre la neve dietro ai vetri scende giu`e aspetto qui vicino al fuoco
.
öyle günler oluyor ki,
uyumuyorum ve seni düşünüyorum
kartaneleri camın ötesinden aşağı düşerken
evde kapalı kalıyorum sessizliğin arkadaşlığında
ve burda ateşin yanında bekliyorum
.
in quest'inverno c'e` qualcosa che non vanon e` natale da una volta nella vitaeppure e` stato solamente un anno fasperiamo che non sia finita
.
bu kış yolunda gitmeyen bir şeyler var
noel bir zamanlar olduğu gibi değil
sadece bir yıl önce olmasına rağmen
şimdi geçmemiş olmasını ümit ediyoruz
.
come vorrei come vorrei amore miocome vorrei che tu mi amassi a modo mioche questa sera troppo triste troppo uguale non fosse piu` senza di tecome vorrei come vorrei amore miocome vorrei che questo amore che va vianon si sciogliesse come fa la neve al sole senza parole
.
nasıl isterdim, nasıl isterdim aşkım, nasıl isterdim senin de beni benim seni sevdiğim gibi sevmeni
bu çok hüzünlü, çok sıradan akşamın artık sensiz geçmemesini
nasıl isterdim, nasıl isterdim aşkım, bu çekip giden aşkın karın güneşte yaptığı gibi sessizce çözülmemesini
.
dovrei capirti quando vedo che vai viae non amarti quando non vuoi farti amaresenza cadere in una nuova gelosiache solo tu mi fai provare
.
çekip gidişini gördüğümde sana anlayış göstermeliyim
ve sen kendini sevdirmek istemediğin sürece sevmemeliyim seni
yalnızca senin bana yaşatabileceğin
yeni bir kıskançlığa düşmeden
.
come vorrei come vorrei amore miocome vorrei che tu mi amassi a modo mioche questa sera troppo triste troppo ugualenon fosse piu` senza di tecome vorrei come vorrei amore miocome vorrei che questo amore che va via non si sciogliesse come fa la neve al sole senza parole
.
nasıl isterdim, nasıl isterdim aşkım, nasıl isterdim senin de beni benim seni sevdiğim gibi sevmeni
bu çok hüzünlü, çok sıradan akşamın artık sensiz geçmemesini
nasıl isterdim, nasıl isterdim aşkım, bu çekip giden aşkın karın güneşte yaptığı gibi sessizce çözülmemesini
.
e questa volta un'altra donna non verra`a cancellare la tua impronta sul cuscinoanche alla luna gliel'ho chiesto e non ci stanon vuole piu`starmi vicino
.
ve bu sefer başka bir kadın gelmeyecek
yastığın üzerinde bıraktığın izi silmeye
aya bile sordum ve o yok
artık yanımda olmak istemiyor

..

16 Ara 2008

sır..



Gece olmak üzereydi, birtanem..
yürüyen
ayaklarımın/adımlarımın değil
içimin çığlığının eşliğinde
dinliyordum
o şarkıyı

ağladım da
evet..

hangi sözünde sorma
hangi sözünde bilme

Gece olmak üzereydi, birtanem..
söylemek kadar
söyleyememekte zor olabiliyordu
o iki kelimeyi

sakladım da
evet..

hangi kelime anlama
hangi kelime hiç bilme..

.

15 Ara 2008

..



Belki, hiç farkına varmamayı seçtiğim bir gün..kulağımda yankılanmıştı dizeler, gözlerimin önünden geçmişti..ben aldırmazken.

Belki, bilinç altım saklamıştı..vakti geldiğinde içteki ona has duyguya sarılan, o en doğru kelime ile söylensin diye.
Duydum yada okudum..unuttum da, belki.

Yine de konuşur gibi, yazdım.

Yârene merhem olur, sanıyordun!
yâren'in kendisiydi "o"
yüreği, sızlatan..
kabuk bağlamana izin vermeyip, koparan!

.

12 Ara 2008

sana dair..



Bakışlarını
bakışlarıma yansıtıp,

bir mendili özenle katlayıp, saklar gibi

kokularla, renklerle, sadelikle
yüze dokundurur gibi,

öyle masum, doğal
ve bir o kadar ahenkli

büyüyen yankılarını, dinledim
yüreğimden..

.

10 Ara 2008

gölge'm..



Gölgem, sığınmış yeryüzüne
bulutların arasından ışıldıyor, yüreğim.

Rüzgarla dağılıyorum
fırtınalar da paramparça.

Yaprak üzerlerine,
birer çiğ damlası gibi düşüyor, yaşlarım.

Ruhum, bir yamaç dibinde titriyor
korunmasız bir yavru kedi.

Nasıl da kaynıyor düşünceler, volkanlar içinde
sıcak, yoğun ve şiddetli.

bittim
ben eridim, buzdağları gibi!

şimdi mi yeşerecek fidanım?

gölgem, sığınmış yeryüzüne!

ben?
ben hâlâ bendeyim, içimde.

.

8 Ara 2008

kim unutan??



Silindiler yüreklerden
ne isim kaldı, ne heyecan

birer birer gidiverdi dostlar
ne acıları kaldı, ne özlemleri

doğallıkla bırakıverdi yürek onları
bitti hüzünle düşünülen, anlar

kopmuş bağları düğümlemeden
kanamış yaraları sarmadan
yokolmuş sadakati sormadan
bırakıverdi yürek onları.

kayboldu yüzleri belleklerden
ne öpüş kaldı
ne sarış

el oldular ansızın
ne muhabbet kaldı
ne gülüş

yürek unutuverdi onları!

onlar
hiç bilemediler
ne çok
sevildiklerini..

02/1992 ait eski bir defterden..

3 Ara 2008

olan - biten..



Tenhaya çekildi
heyecanla atan yürekler

güneş parlasa da, ısıtmıyor bedeni
tüm yapraklar, yerlerde..

hüzün, dilimizde bir şarkı
söylenmeyip, hissedilen

acının gözyaşları, henüz akmıyor.

ayrılık rüzgarları esiyor gibi
titriyor içimiz.

sonbahar, soluk soluğa
yüreğimiz, damla damla..

(kasım’dan bir gün..)

1 Ara 2008

...






Kalemin ucundan sızan, duygulardı
tükenmeyen!

.
yazıldı,
şiirin kıyılarında
derin bir iz düşümü oldu
yüreklerden, silinmeyen.

.
okundu,
iz
dağladı acıyı
yaraların, kabuğunu zedelemeden.

.
gün oldu,

hoyrattı zaman
geçerken üzerinden şimdinin
yok olurken
sana/bana dair izler

.
kalemi tutan elimdi
artık tükenen!


.


not: nedense başlık bulamadım, bu sefer..

29 Kas 2008

çare - siz -



İlk değil öfke ile tutuşarak,
kırılmaların
o ince sızısında, yatışmak
ellerden, gözlerden kaçmak

ilk değil
böylesi coşkuyla, kucaklamak
gününü, gününe eklemek
bir sel gibi çağlamak, sebepsiz

durulunca..

dönüp dolaşıp
ikilemler arasında, sıkışan yüreğinle
kalakalmak, çaresiz

son olacakmı ki??

.

27 Kas 2008

dinle - di - m





Sakin adımlarla ilerledim ufka
beklediğim / aradığım yoktu ki
ötelerde.

yine de gizliydi tılsımı
hücrelerimde dolanan yaşamın

fısıldadı kulağıma hayat..

"büyülü bir masalın içinde
arayıp / bulacaksın
kendini

dinlerken sesinden, şiirini"

gözleri değil de, yüreği yakandı
ufukta parlayan.

vardığım, sendin.

göz yumduğum,
sadece masal!

.

26 Kas 2008

anla..



Sakladıkların vardı seninde, bilinmiyen.

karşındaki, avucuna bıraktığın kırıntıları seyrederken..

anlamını biliyor musun, büyüyen sessizliklerin?

uzun cümlelerin yorgunu, aşk

yetmeyen, sözlerin

kanmayan, duygunun

bekledikçe, bekleme nedenini unutturan düş (ünce) lerin..

Söylemeyi bilmediklerin vardı senin, umarsızca.

savur kırıntılarını!

rüzgarla, uçar gider

karşındaki..

.

24 Kas 2008

Sözcükler..



Sözcükler
kanayan yara
coşan ruh ve beden üstüne
doğrulmuş tüfek
patladı-patlayacak bir bomba
elle tutulamayan..

Sözcükler,
bırakılmış balon, sahipsiz
kafesinden kurtulmuş minik bir kuş , özgür

ve kimi
kızgın bir boğa gibi, öfkeli..

Sözcükler,
kimliksiz
birer suçlu yargılanamayan
acıyı
acı üstüne bindiren en kalleş, düşman

ve kimi
en güzel dost gibi sıcak, huzur veren..
sözcükler!



22 Kas 2008

Mahcup bir teşekkür..



Şiirlerimi, bloglarında misafir eden Asortik Krep ve Jto'ya teşekkür etmek istedim :)
İkisi de zengin içerikleri ile takip edilecek, emek verilmiş bloglar. Evet bu da reklam kısmı idi ;)

http://asortik-krep.blogspot.com/2008/11/ekmeceli-dolap.html

http://journeytoorient.blogspot.com/2008/11/anmsama-ile-anmsama.html


.



21 Kas 2008

nihayet..




El uzatımı mesafedeydim, sana
Geçerken yanımdan, kaygısızca
belki gözlerin değerdi, o anda ki ruhuma..

özledim dediğimde, özlediğim'din.

senin seçimindi, yaşanan / yaşanmayan
bense,
pencere kenarı saksı içinde, menekşe
yol kenarı, sana dönük papatya

duran
gidemeyen

olduğu yerde kalan!

bekledim dediğimde, beklediğim'din.

Özgürse her birey
Hesapsız-sorgusuz-sorusuz

aldım seçim hakkını, senin ellerinden!

kalın perdeler çekili, adının üstüne
aynaya yansıyan yüzünü, sildim
yollarıma istendiğinde düşen yolları, kapadım
"çevrimdışı" şimdi tükettiğin!

sevdim dediğimde, sevdiğim'din.


.

20 Kas 2008

Karar..




Neydi, "Kasım'da başka"* olan?

kapılara çarpıp kaçan, rüzgar..
şemsiyelerin altına sığındığımız, yağmur..
yeşilden sarıya dönmüş, yapraklar..

dolu bir boşluğu sarıyor kolların, anladın..
duygu dediğin, "eski bir yalan.."*
yaşa vurunca ufalıyor çocuklaşıyor, adı ..

bir olgun kalp gibi,
ya harcayacaksın, sevgini..
yada harcatacaksın, kendini..

.

*Kasım'da Aşk Başkadır / Eski bir film
*Aşk Eski Bir Yalan / Yine eski bir şarkı

19 Kas 2008

Yüzü / n





Yüzün,
kızarmayı bilecek kadar
utanmayı da biliyor

pişmanlık,
içini acıttığı kadar
gözlerindeki ifadeden taşmış

mahcup bir cümlenin
izlerini silsin
bir kağıt peçete bekleyişinde
dudak kenarlarındaki kıvrımlar

tokat gibi patlamayan
sessiz bir iz var
sol yanağında

şimdi saklan
ellerin arkasına !

eller – on parmak
eller – yaban

ne istersen
onu seç


.

17 Kas 2008

anımsama..



Bir deli rüzgar dolandı saçlarımda
tenimde hissettim ürpertisini
alıp getirdi bana,
yalan sözlerle, seni

sus konuşma!

gözlerin, gerçekleri söyler bana
ve davranışların,
ele verir sevgini..
Sözlerin ki yalancıdır,
Kanmam..

---

Keşke,
getirebilseydi o deli rüzgar seni bana
yanımda hissedebilseydim seni

gülüşün kaldı geçmişten sesinin tonu birde
kadife gibi yumuşak ve içten

anıların gölgesinde yüreğin saklı birde

o yürek ki hâlâ çarpar mı bilmem
hâlâ sever mi bilmem..
o yürek ki beni gizler mi bilmem.

.

15 Kas 2008

Bugünden, yarına..



Kucağımda, yarınların tohumları
bugüne ekiyorum.


Yeşerecek fidanlardan
dallanacak ağaçlardan
koklanacak çiçeklerden
umutluyum..

Sevgi ekeceğim.

Yarınlarımda yiyeceğim meyvelerini
şimdiden
mutluyum.

.

14 Kas 2008

öğrendim ki..


Kopamayan
bırakamayan
tek eller olmaz
ayrı-lırken
isyanda tüm duygular
sensiz başlayacak cümleler yok henüz
sensiz yaşanacak günler bitmez
..
öfkenin ateşini dindiren, sen
sar ki beni,
nefesin ısıtsın buza dönen yüreğimi..
.

12 Kas 2008

ayrı - lık




Dün..

bir boşluk hissi vardı, içte

amaçsız.

seslendiğinde sana, susan sendin.


doğru kelimeyi seçememek gibi bir eksiklikte hissedebilirmiş insan,

duydun..

sustun..


Bugün..

sende kalan yüzünün aksine baktın, bir süre


Ve evet,

sokağın köşesini dönerken,

karşına çıkan o kişinin saçları onunla aynı.

Marketteki o genç, onun gibi gülümsüyor.


Bugün, yok işte..

Çevrendeki her ayrıntı, gerçek ötesi

yürürken, nereye gittiğin bilinmiyor

konuşurken, dediğin işitilmiyor

gündelik telaşlar, sıradan..

gözlerinde akmayı bekleyen yaşlar tek gerçeğin,

bir de bu acı

yakan.


Yarın,

unutabilir misin

unutulur mu


Bunun adı ayrı - lık

unutmalısın!

.

İki..



Birlikte /lik

İki küs çocuk ruhuna dönüşür,

olgunlaşmasına izin vermedikçe

inatçı, huysuz, hep mızmız..

Belki de

İki minik kedinin

arasında gidip-gelen

birbirine dolanmış

renkli bir "duygu" yumağı..

İki şey gereklidir.

Görmesini bilen bir göz.

Yada neticeye varmayı isteyen sabır.

Düğüm noktasını bulup, tam oradan kopartarak

örgüsüne devam edebilir, bilen göz.

Yere bağdaş kurup,

yumağı tek tek açarak

çözerek

tekrar sarabilir de, isteyen sabır.

İki küs çocuk, biri ağlar sessiz

İki minik kedi, biri kaçar sessiz

Bir / likte / lik değil midir zaten ?

Yoksa

İki/ likte / lik olmaz mıydı ?

10 Kas 2008

Hüzündü yüzüm..



Bir rüzgar esiverdi saçlarında
Konuşamayan dudaklarını örttü elleriyle
gözyaşlarını gizledi..

Avuçlarında tuttu hüzünü..

Ansızın

kaçıverdi/uçuverdi,
parmaklarının arasından sıyrılıp
gökyüzüne süzülen,

bir güvercin gibi.

Seslendi arkasından..

Yüzündü, yüreğime hüzün veren tek anı.
Hüzündü, yüzüm..


Dönüp arkasına,

içinin,
en ağrıyan adımlarıyla uzaklaştı..

Yanılgı



İsmini sevdim, diyerek ilk izlenimi bu olarak aldı kitabı eline..

Arka kapaktaki sözleri, okuyup düşündü gülümseyerek
okumalıyım diye mırıldandı, hevesle.

İlk sayfa
İkinci sayfa

Boştu.

Sonunu getirmeye çalışmak kadar
Okumaya başlamakta boştu.

Kapattı.
Açmamak üzere..






Tablo : Jean-Honoré Fragonard'ın "Kitap Okuyan Kız"ı

7 Kas 2008

Sevda dediğin..



Damla damla yağar bedenimin üzerine
gecenin karanlığı,
bir perde gibi çöker sessizlik.

İnce bir melodi duyulur derinden,
rüzgarla beraber pencereme çarpar sensizlik.

Hüzünlerim de,
düşlerimde,
yalnız sen varsındır artık.

yıldızlarda
ve ayda
ve gecenin içinde..

gülen gözlerin ışık saçar,
saçların bir alev..
yudum yudum bitse de hasretimin sancısı,
gönlüme çöker sensizlik..

Sesin duyulur kilometrelerce uzaktan,
yumuşaklığı,

tatlılığı ısıtır,
sarar,
yürekteki en derin sızıyı..

düşlerimde,
yalnız sen varsındır artık.
yıldızlarda
ve ayda
ve gecenin içinde..

gülen gözlerin ışık saçar,
saçların bir alev..
dudakların..



5 Kas 2008

Şaşkın..





Yokluğu yüreğinde başlıyor,

Sızını duyuyorsun
Boşluğu duyuyorsun,

Sesi y o k.

İşitmiyorsun!


Ne olduğunu
Nereye varacağını

Bir tek sen bilmiyorsun..


3 Kas 2008

Sır..





Gözlerinin aksi vuruyor kelimelerin içindeki anlama..
Tutup altını çizen kim?

Değdirip bakışlarını geçen ?

Kabul,
yine de söylemekten sakınan, benim.

Oysa,
Gözlerimin yeşilinde parlıyor, senin görmeyi bilmediğin..

2 Kas 2008

Yarınıma..


Yeni bir yarına hazırlanıyor,
hayat
arabalar
telaşla koşturanlar
belki yağmur
montların saran sıcaklığında, yürüyen bedenler..
Bilmediğim bir gün’e merhaba demenin duraksamalarındayım.

Ne getireceğini bilmediğim
Ne götürdüğünü bildiğim.

Hiçbir sabahıma benzemeyen sabah,
Şimdiden “gün aydın” sana…
Karartma günümü!

Karşı Bakış!



Küçük bir çocuk gibi üzgün düşüverdi, bakışları yere
Elleri iki yanında kaldı, biçare
Soluksuzca kalmış gibi,
derin derin iç geçirdi.


Neydi ve nedendi bu sıkıntılar
Hiç bilmezdim.


Karşısında bakardım tuhaf!

Sonra,
Çekip giderdi,
Aldırmazdım..


31 Eki 2008

Feryat




Bugün,
ne kadar yağmur var, gözlerimde
yutamadığım bir lokma, boğazımda.

acı diyemiyorum,
öfke diyemiyorum,
bir boşlukta kaldı, duygularım
aşka dair değil bu..

tut ellerimden,
sen tut olur mu ?

Sanki,
soluk verirken karşımdaki,
ağzından çıkan
o tek nefesle
savruldu ruhum..

Çarkı dönüyor hayat gemisinin
İçine dahil değiliz, bugün
Kenarlarından sarılan kollarım, acıyor.

tut ellerimden,
sen tut olur mu?

Düşüyorum..

30 Eki 2008

Sevgi -nin-


Obez bir kedi gibi
Tek gerçeği..

Sadece doymamaktır belki!

Sevdiğine..

29 Eki 2008

Sen'deki O..



Ne kadarın olacaksa, o kadardır.
Söylediklerin kadar az,
İçine sakladıkların kadar çok.

Elini uzatırsan, elini uzatır.
Beklersen,
Bekler elbet..

Bir büyük aynanın aksi gibi,
Yansıdıkça,
Tekrar sana döner güneşin ısıtan ateşi..

Uzun,
Çetrefelli,
Dolambaçlı,
Yollardan geçmeden,
Sadelikse zerafet..


Özün özü,
Ne kadarın olacaksa, o kadardır..


Fazlasına gerek yok!

23 Eki 2008

Velhasıl..


Bekleyenim.
İçi burkan kelimeler dilimde,
Ve acı..


Bir kapı eşiğinde,
Cam pervazı,

Sokağın başı,

Caddenin kaldırımı,

Ve hayatın ortasında,

Bekleyenim.


Issız,

Soğuk,

Tenha,

Yürekte hasret,

Bir ses, bir nefes

Bekleyenim.



Çekmecede, fotoğraf

Gözde, gülümseyen bakış

Eller, dokunmanın telaşında

Anılar, İçimi-zi ısıtan,

B e k l e y e n i m.

22 Eki 2008

Fortuna..



Hangi noktada,


ilerlemeyerek


durarak


vazgeçmeyi seçer insan..



Bu artık "son şans" deyipte,

O şansta tükendiğinde!



Şans derken..
(Net'ten bir bilgi)

Fortuna, Roma mitolojisinde şansın cismani hali, tanrıçasıdır. Yunan mitolojisindeki Tyche`ye denktir. Fortuna her zaman olumlu değildir: bazen şüphelidir (Fortuna Dubia); değişen şans olabilir (Fortuna Brevis) veya mutlak şeytani şans (Fortuna Mala) olabilir. Hayattaki farklı yönlere göre bu tip farklı isimler altında Roma İmparatorluğunun her yanında tapılırdı, adına birçok tapınak bulunurdu.

Belki Yaşam..



Kendi halinde bir ağaçtı,
ince gövdesini saklayan dallarının ucundaki,
minik yaprakların yeşil tonunda var olan.

Kuşlar,
gelip konardı dallarına.
Görmezdi hiç onları,
Seslerini dinlerdi, şarkı gibi..
Minik ayaklarının pıtırtılarında, hissederdi kendi varlığını.

Bazen,
Hep birden..
Bir coşkuyla kanatlarını çırpar,
Uçarlardı.

Her kanat sesi,
Her kanat çırpınışı,
Titretirdi gövdesini,
Yeni bir heyecanla.
Dalgalanırdı içi...

Bir gecenin sabahında,
gün ışırken gördü ilk,
yapraklarından birinin sarardığını..
Sonra onun hemen yanındaki,
bir diğeri..
Ertesi gün neredeyse hepsi.

Değişimin şaşırtıcılığı,
Alışabilmenin imkansızlığı,
Kabullenmenin çaresizliği idi,
yaşadığı.

Kuşlar, kanatlarını her çırptığında,
Rüzgar acımasız estiğinde,
Sararan yapraklar,
tek tek koptu dallarından..

Mayıs'la gelen sevinçti.
Eylül'den sonra hüzün.

Sonbahar dedi.
Titredi bir başına...

21 Eki 2008

Dinleyene..



Şimdiden sonra,
Kelimeleri kalbe fısılda..

Sesini duyan,
Sözünü duyan,
Bildiğin değil.

Bir sis bulutunun içerisinde,
Yaşanmayandan,
Arta kalanlar.

Bir sis bulutunun içerisinde,
Yaşattıklarından,
Anı olanlar.

Şimdiden sonra,

İnanılacak var ise
Yaşanacak var ise

Kalptir muhatabı..

20 Eki 2008

Sebebi Sen






Attığın tüm adımların, yönünde yokum ya..

Adım adım uzaklaşıyorum ben de.

İz bırakmadan..

Sanki yanağımda leke gibi,

attığın tokadın / ihmalin izi.

Unutturmuyor,

Ilık esen sonbahar rüzgarı,

Yanağıma konan tek küçük öpücük.

Suyun akışındayım,

Rüzgarın nefesinde,

Belki minik bir kum tanesi; mavi denizde yitip giden,

Issızım..

Adım adım uzaklaşıyorum.

Yetişmeni beklerken peşimden..

19 Eki 2008

Zehir..



Gecenin karanlığı inmek üzere pencereme..
Bir ses diyerek, yollarına baktığım bir gün daha bitiyor.

Bu mevsim sinsi üşütüyor insanı,
ne donuyorsun
ne de ısınıyor ellerin, cebine sokmadan..

Pazar sakinliğinde bir kaç şiir okumalı.
Ve ertesi güne hazırlanmalı telaşsızca..

Soluksuz kalıpta,
son feryadımla söyler gibi,
geceye haykırıyorum...

Bilmiyorsun,
Gecenin karanlığında sarınacağım nefesin tükendi..
Gecenin içinde üzerime, sıcak bir örtü gibi örtüneceğim sen.
O kadar silik ki suretin, içimi titretmiyor
Bu cılız yanan mum aksin!

AZ



Yürekten kopupta gelirken duygu seli,
Sözler yetişememeli hislere.
Mırıldanırken en tatlı dizileri,
Sevdiğindir tek bildiğin,
Tek ezberin,
Tekin.

Islanırken sevgi sağanağında..
"yağmurun elleri" ni tutarken sen..

Hiç kimse, birisini
Birilerini,
Sadaka verir gibi sevmemeli!

O denli az.

İÇ HALLERİ




Büzülüp kalmış gibi bir köşede..

Öylesine ıssız..

Öylesine çaresiz mi?

Belki de.


Dilinde bir acı söz,

Bağırdıkça daha da beslenir öfke.

Ve teskin etmez,

Duymayı beklediklerin.


Öylesine içi gürültü..

Öylesine dimdik mi?

Belki de.

18 Eki 2008

Küçük Kalp



Küçük mızmız bir çocuk değilim ki artık,

annesinin dizi dibinde ağlayan!

Güçsüz değilim.

Savunmasız.

Küçük bir kalpte, büyükçe bir şeydir sevmek..

Çocuk oyunu mu sandın ?

Ama sen şimdi,

Git
İstersen..

Savrulan misketlerini topla..git!

En uzağıma.

Yara





Derin bir kesik attın, sevdama..

Görmeyecek belki hiçbir bakış,

Anlatmayacak sesim.

Tek ben bileceğim,

Sızısını..

Saatleri saatlere eklerken,

Yürürken sokaklarda bir başıma,

Yağmurlar altında ıslanırken,

Şarkılar daha bir derinden çalarken nağmelerini,

Acıyacak sen'li sevdam.