29 Kas 2008
çare - siz -
İlk değil öfke ile tutuşarak,
kırılmaların
o ince sızısında, yatışmak
ellerden, gözlerden kaçmak
ilk değil
böylesi coşkuyla, kucaklamak
gününü, gününe eklemek
bir sel gibi çağlamak, sebepsiz
durulunca..
dönüp dolaşıp
ikilemler arasında, sıkışan yüreğinle
kalakalmak, çaresiz
son olacakmı ki??
.
27 Kas 2008
dinle - di - m
Sakin adımlarla ilerledim ufka
beklediğim / aradığım yoktu ki
ötelerde.
yine de gizliydi tılsımı
hücrelerimde dolanan yaşamın
fısıldadı kulağıma hayat..
"büyülü bir masalın içinde
arayıp / bulacaksın
kendini
dinlerken sesinden, şiirini"
gözleri değil de, yüreği yakandı
ufukta parlayan.
vardığım, sendin.
göz yumduğum,
sadece masal!
.
26 Kas 2008
anla..
Sakladıkların vardı seninde, bilinmiyen.
karşındaki, avucuna bıraktığın kırıntıları seyrederken..
anlamını biliyor musun, büyüyen sessizliklerin?
uzun cümlelerin yorgunu, aşk
yetmeyen, sözlerin
kanmayan, duygunun
bekledikçe, bekleme nedenini unutturan düş (ünce) lerin..
Söylemeyi bilmediklerin vardı senin, umarsızca.
savur kırıntılarını!
rüzgarla, uçar gider
karşındaki..
.
24 Kas 2008
Sözcükler..
Sözcükler
kanayan yara
coşan ruh ve beden üstüne
doğrulmuş tüfek
patladı-patlayacak bir bomba
elle tutulamayan..
Sözcükler,
bırakılmış balon, sahipsiz
kafesinden kurtulmuş minik bir kuş , özgür
ve kimi
kızgın bir boğa gibi, öfkeli..
Sözcükler,
kimliksiz
birer suçlu yargılanamayan
acıyı
acı üstüne bindiren en kalleş, düşman
ve kimi
en güzel dost gibi sıcak, huzur veren..
sözcükler!
22 Kas 2008
Mahcup bir teşekkür..
Şiirlerimi, bloglarında misafir eden Asortik Krep ve Jto'ya teşekkür etmek istedim :)
İkisi de zengin içerikleri ile takip edilecek, emek verilmiş bloglar. Evet bu da reklam kısmı idi ;)
http://asortik-krep.blogspot.com/2008/11/ekmeceli-dolap.html
http://journeytoorient.blogspot.com/2008/11/anmsama-ile-anmsama.html
.
21 Kas 2008
nihayet..
El uzatımı mesafedeydim, sana
Geçerken yanımdan, kaygısızca
belki gözlerin değerdi, o anda ki ruhuma..
özledim dediğimde, özlediğim'din.
senin seçimindi, yaşanan / yaşanmayan
bense,
pencere kenarı saksı içinde, menekşe
yol kenarı, sana dönük papatya
duran
gidemeyen
olduğu yerde kalan!
bekledim dediğimde, beklediğim'din.
Özgürse her birey
Hesapsız-sorgusuz-sorusuz
aldım seçim hakkını, senin ellerinden!
kalın perdeler çekili, adının üstüne
aynaya yansıyan yüzünü, sildim
yollarıma istendiğinde düşen yolları, kapadım
"çevrimdışı" şimdi tükettiğin!
sevdim dediğimde, sevdiğim'din.
.
20 Kas 2008
Karar..
Neydi, "Kasım'da başka"* olan?
kapılara çarpıp kaçan, rüzgar..
şemsiyelerin altına sığındığımız, yağmur..
yeşilden sarıya dönmüş, yapraklar..
dolu bir boşluğu sarıyor kolların, anladın..
duygu dediğin, "eski bir yalan.."*
yaşa vurunca ufalıyor çocuklaşıyor, adı ..
bir olgun kalp gibi,
ya harcayacaksın, sevgini..
yada harcatacaksın, kendini..
.
*Kasım'da Aşk Başkadır / Eski bir film
*Aşk Eski Bir Yalan / Yine eski bir şarkı
19 Kas 2008
Yüzü / n
Yüzün,
kızarmayı bilecek kadar
utanmayı da biliyor
pişmanlık,
içini acıttığı kadar
gözlerindeki ifadeden taşmış
mahcup bir cümlenin
izlerini silsin
bir kağıt peçete bekleyişinde
dudak kenarlarındaki kıvrımlar
tokat gibi patlamayan
sessiz bir iz var
sol yanağında
şimdi saklan
ellerin arkasına !
eller – on parmak
eller – yaban
ne istersen
onu seç
.
17 Kas 2008
anımsama..
Bir deli rüzgar dolandı saçlarımda
tenimde hissettim ürpertisini
alıp getirdi bana,
sus konuşma!
gözlerin, gerçekleri söyler bana
ve davranışların,
Sözlerin ki yalancıdır,
Kanmam..
---
Keşke,
getirebilseydi o deli rüzgar seni bana
yanımda hissedebilseydim seni
gülüşün kaldı geçmişten sesinin tonu birde
kadife gibi yumuşak ve içten
anıların gölgesinde yüreğin saklı birde
o yürek ki hâlâ çarpar mı bilmem
hâlâ sever mi bilmem..
.
15 Kas 2008
Bugünden, yarına..
14 Kas 2008
öğrendim ki..
12 Kas 2008
ayrı - lık
Dün..
bir boşluk hissi vardı, içte
amaçsız.
seslendiğinde sana, susan sendin.
doğru kelimeyi seçememek gibi bir eksiklikte hissedebilirmiş insan,
duydun..
sustun..
Bugün..
sende kalan yüzünün aksine baktın, bir süre
Ve evet,
sokağın köşesini dönerken,
karşına çıkan o kişinin saçları onunla aynı.
Marketteki o genç, onun gibi gülümsüyor.
Bugün, yok işte..
Çevrendeki her ayrıntı, gerçek ötesi
yürürken, nereye gittiğin bilinmiyor
konuşurken, dediğin işitilmiyor
gündelik telaşlar, sıradan..
gözlerinde akmayı bekleyen yaşlar tek gerçeğin,
bir de bu acı
yakan.
Yarın,
unutabilir misin
unutulur mu
Bunun adı ayrı - lık
unutmalısın!
.
İki..
İki küs çocuk ruhuna dönüşür,
olgunlaşmasına izin vermedikçe
inatçı, huysuz, hep mızmız..
Belki de
İki minik kedinin
arasında gidip-gelen
birbirine dolanmış
renkli bir "duygu" yumağı..
İki şey gereklidir.
Görmesini bilen bir göz.
Yada neticeye varmayı isteyen sabır.
Düğüm noktasını bulup, tam oradan kopartarak
örgüsüne devam edebilir, bilen göz.
Yere bağdaş kurup,
yumağı tek tek açarak
çözerek
tekrar sarabilir de, isteyen sabır.
İki küs çocuk, biri ağlar sessiz
İki minik kedi, biri kaçar sessiz
Bir / likte / lik değil midir zaten ?
Yoksa
İki/ likte / lik olmaz mıydı ?
10 Kas 2008
Hüzündü yüzüm..
Bir rüzgar esiverdi saçlarında
Konuşamayan dudaklarını örttü elleriyle
gözyaşlarını gizledi..
Avuçlarında tuttu hüzünü..
Ansızın
kaçıverdi/uçuverdi,
parmaklarının arasından sıyrılıp
gökyüzüne süzülen,
bir güvercin gibi.
Seslendi arkasından..
Yüzündü, yüreğime hüzün veren tek anı.
Hüzündü, yüzüm..
Dönüp arkasına,
içinin,
en ağrıyan adımlarıyla uzaklaştı..
Yanılgı
İsmini sevdim, diyerek ilk izlenimi bu olarak aldı kitabı eline..
Arka kapaktaki sözleri, okuyup düşündü gülümseyerek
okumalıyım diye mırıldandı, hevesle.
İlk sayfa
İkinci sayfa
Boştu.
Sonunu getirmeye çalışmak kadar
Okumaya başlamakta boştu.
Kapattı.
Açmamak üzere..
Tablo : Jean-Honoré Fragonard'ın "Kitap Okuyan Kız"ı
7 Kas 2008
Sevda dediğin..
Damla damla yağar bedenimin üzerine
gecenin karanlığı,
bir perde gibi çöker sessizlik.
İnce bir melodi duyulur derinden,
rüzgarla beraber pencereme çarpar sensizlik.
Hüzünlerim de,
düşlerimde,
yalnız sen varsındır artık.
yıldızlarda
ve ayda
ve gecenin içinde..
gülen gözlerin ışık saçar,
saçların bir alev..
yudum yudum bitse de hasretimin sancısı,
gönlüme çöker sensizlik..
Sesin duyulur kilometrelerce uzaktan,
yumuşaklığı,
tatlılığı ısıtır,
sarar,
yürekteki en derin sızıyı..
düşlerimde,
yalnız sen varsındır artık.
yıldızlarda
ve ayda
ve gecenin içinde..
gülen gözlerin ışık saçar,
saçların bir alev..
dudakların..
5 Kas 2008
3 Kas 2008
Sır..
2 Kas 2008
Yarınıma..
arabalar
telaşla koşturanlar
belki yağmur
montların saran sıcaklığında, yürüyen bedenler..
Ne getireceğini bilmediğim
Ne götürdüğünü bildiğim.
Hiçbir sabahıma benzemeyen sabah,
Şimdiden “gün aydın” sana…
Karartma günümü!