20 Kas 2011

Karagöz Balıkçı..



Şu yaşıma geldim ilk kez Şehir Tiyatroları sayesinde gölge oyunu izlemiş oldum :) Oyun başlamadan önce oyuncular tiyatrodaki çocuklara daha önce hiç karagöz-hacivat izlediniz mi? diye sorduğunda, ben içimden "hayır" dedim. Tv'de izlediklerimizi elbette ki saymıyorum. Kızım ve onun sınıf arkadaşları kahkahalarla izlediler oyunu...


Alacakaranlık -Şafak Vakti 1.

Yine tek bir yorum, görüntü, fragman dahi izlemeden hiçkimsenin ve hiç bir şeyin etkisinde kalmadan izledim filmi. Yan koltuğumda oturan bayan, diğer yanında oturan bayana film başlamadan fısır fısır geçmiş konuları aktarmaya çalışıyordu. Bırakın ilk 2 filmi izlemeyi, kitapları okumadan nasıl konu anlaşılabilir bilmiyorum:) Ve, kitaptaki tüm detayları bilmeden beyaz perdeye yansıyan görüntüler yetersiz, konu ilgisiz, kopuk gelmiştir bir çok kişiye diye de düşünüyorum.

Düğün sahnesi, dekoru, gelinlik tam anlamı ile rüya gibiydi. Hele ki babası ile vedalaşması. Kurtların yada kurda dönüşenlerin dövüş-koşma sahneleri de etkileyiciydi. Hep merak ettiğim kitapta o çok zor hamilelik sürecinin nasıl aktarılacağıydı. Bella öyle çökmüş, zayıflamış bir haldeydi ki, kemiklerin kırılma seslerini dahi eklemişlerdi. Finale yakın doğum sonrası Bella nın halini, kitapta gözümde canlandırırken dahi o denli trajik değildi. Vücudunun tepkileri, kanın akışı, vs.vs. Tüm eleştirelere rağmen, beğendim:)

12 Kas 2011

akis..



"küçüksün" de denemez ama

kendi değerlerini yüklendiğinde
minik aynaya bakan

devsin
yücesin, bir tanesin, mükemmelsin
görebildiğin..

O anda küçüksün!

9 Kas 2011

arefe



gün doğuyor, batıyor
gün oluyor
devran dönüyor
bayram arifesine varıyor bedenin.
yaz günü ılık şırıltısına kulağının takıldığı dereler gibi akıyor yüreğin
az uçarı!

göğsünün hizasında
yine kanatlarını çırpıyor
minik kelebek..
bulut bulut huzur.

ki, sevmediklerin bile gülümserken -bugün-
şefkatliler !