
30 Oca 2011
vicdan..

18 Oca 2011
İstanbul Hatırası / Ahmet Ümit

17 Oca 2011
Deniz / Birhan Keskin

Uzun uzun bir yağmuru okudum,
Uzun ıslığını taşıdım rüzgârın,
Uzak bir kıyıya mektup yolladım.
Döndüm, derinde dövdüm kendimi.
Duydum, kırıldı içimde tuz sesi
Bir derine ağladım.
(Keder saldı içime bir denizden bir midye,
Taşı gördüm ağırlık indi dilime)
Engin de kendinden uzağı özlermiş
Ufuk bir şey değilmiş bana, gördüm.
Hayal kıvamıymış aşk,
Gülün kokusunu bademin neşesini
istedim.
Ah bilemedim de nasıl geniştim,
Koşup kapaklanayım bir kucak istedim.
(Yeryüzü Halleri'nden)
13 Oca 2011
Lüsyen / Can Dündar

“Lüsyen” Çok küçük yaşlarımda, henüz ne gördüğümü anlamadığım bir dönemde rastlamışım, ilk fotoğraflarına. Abdülhakhamit’in tablosu, eşyaları, kalemleri ve çalışma masası ile beraber duvarda asılı resmine. Ama unutmuşum işte, baktıklarımı, dokunduklarımı..Tâ ki, Can Dündar’ın kitabını okumaya başladığımda, sayfaların arasında Aşiyan Müze’sindeki ( babamın uzun süre çalışıp, emekli olduğuTevfik Fikret’in müzesi) fotoğraflarını görünceye dek.
Abdülhakhamit döneminin elit, entelektüel ve hatta dâhi olarak görülen, yaşını başını almış zat-i muhterem kişilerinden biri. Lüsyen nerede ise onun yarı yaşından bile küçük. Birbirlerine besledikleri duygular, yaşadıkları zorluklar, ayrılık dönemlerinde birbirlerine yazdıkları sözcüklerle beslenen sevgileri.
Karışık duygularla okudum, kitabı. Onaylama, içten itirazlar, yadırgama, acıma, bazen haklılık payını da ekleyerek. Sadece yaşadıkları aşk değil, yaşadıkları o savaş dönemlerinde Anadolu’da insanlar çabalarken, yurtdışına kaçmaları, tutarsızlıkları vs.vs. Abdülmecid’in konuğu olarak Dolmabahçe Sarayı’na taşındığını, Zincirlikuyu mezarlığı’na çok büyük bir törenle ilk gömülen ilk kişi olduğunu da, bu kitapla öğrenmiş oldum. Okumalı J
içtihat..
yitirdikçe, bilinen..
10 Oca 2011
Kaplumbağa Terbiyecisi / Emre Caner

İstanbullular / Buket Uzuner
