30 Eyl 2009
Hiç Kimseye..
İçini biledi mi seninde o zehir
Yaktı mı acısı?
İçtin mi kana kana, yine de
Belki eşitleniriz
Adının bil-in-mezlik olduğu duyguların önünde eğilirken
Çığlıklar, duvarlarına çarptı
Öfke, suretine
Sözcükler, ak kağıtların üzerine damlamadı
Hayır! damlamadı
Aktılar içe, en içe..
Süzülürken
Bedeni saran damarların içinden
Ilık ve keskin.
Acıdır dedi, fısıltı ile
Keder.
Yok oluştur bu
Oluşurken ruh ağır ağır
Dimdik, yeniden ve yeniden
Silinen sen..
Silinen adınken, şimdi eşitiz
Tek silah atışıyla
Çalan çanın tınısıyla
Ellerin birbirine vurduğu, en çıplak ten sesiyle
Hadi başlasın
Yeniden ve yeniden..
Kurgusu olmayan öykülerde, son.
Katili gizli romanlarda, maktul
Haykırır gibi yazılırken şiir, anlam
Olurum.
Bil ki, razıyım.
29 Eyl 2009
Sıradan, kelimeler..
27 Eyl 2009
Harfler ve Notalar / Hasan Ali Toptaş
Aklımdaki geçmişin gölgesine oturup yüzümü geleceğe doğru dönerek onu değişik şekillere sokmayı, bu şekillerin arasından birini seçmeyi, seçtiğim seklin üstünü öteki şekillerin tadından oluşan yumuşak bir sisle ortmeyi ve kelimeleri bu sisin altından çıkarıp tek tek güneşe tutmayı da arzu ediyorum aslında. Bunları yaparken her şeyi, ama her şeyi unutup sadece yaptığım şeyin kendisine dönüşmeyi de arzu ediyorum hatta; dünya dediğimiz şu daracık genişliğe oradan, ruhunda bütün harflerin ruhunu taşıyan zamansız bir harf gibi bakmayı da arzu ediyorum. Hasan Ali TOPTAŞ / Harfler ve Notalar
19 Eyl 2009
Bayram..
HAYIR
Dinlensin diyedir gözlerimiz
Bu önümüzde açılıp giden manzara;
Bu dünya, yoruldu mu kuşlar konsun diyedir,
Ve tanrılar boşluktan bıkınca.
Ellerimize malum olur nedense
Suların rengi balıklarıyla, çiçekleriyle,
Düşünmenin huzuru ayan olur;
Soğuğun sessizliği hakeza.
Yuvarlanan yıldızlar içinde saçlarımız,
Boylarımız büyür usul usul;
Duyulmasın diye gürültüler uykularda
Yağmurlar yağar geceleri.
Can Yücel
Not: Masal tadında, çocukluk tadında..güzel bir bayramımız olsun. Vildan
18 Eyl 2009
Öyle'sine..
14 Eyl 2009
Hasret..
13 Eyl 2009
Öz..
Ucu sivri bir söz mü
Dayadığın alnıma
Zorluyor.
Damlıyor, parmak uçlarından sızın
Parlıyor, çatık iki kaşın ortasından kurşuni bakışların
Sakınmak isterken sıradanlıklardan
Örüyorsun duvarlarını.
Tutunduklarımdan -da- düşerken
yakından yabana dönüyor içim.
Ketum sevmelerin
Hasret yavan.
Aralık göz kapaklarımın ucu ile dokunurken
uysal sabahlara
bırak !
Ucu sivri bir sözse
ardında bekleyen “Özledim”
yankılanır boşlukta
“Özlendin” e varmadan.
9 Eyl 2009
gölgelerde anla'm..
7 Eyl 2009
Yağmur'a
3 Eyl 2009
İz..
Bu kaldırımlardan daha önce de yürüdüm ben
Bu sokak adımlarımın şahidi
Ve bu yalnızlık
Ayazda titreten, kuru histir
Çarpa çarpa yürüyorum, kalabalıklar içinde
Omuzlarıma değiyor
Kiminin saçları
Bacak kenarlarıma, yana uzanmış kolları
Karışmıyor da, değilim
Aldırmazlık seline..
Akmıyor da, değilim
Bir bardaktan diğerine, kanılmak için..
Sırtını dönüp, uzaklaşan mısın sen?
Koşar adım giden, benden
Dramın en dramı!
Cadde kenarında,
bir bankta sarar ısıtırım da sözlerimle,
üşüyen ve titreyen en yoksul yanımı!
Özenip, kibritçi kıza
Düşlerin ışığında, umudu yakarım!
Yuvarlanır gider
yanaklarımın üzerinden bir-iki damla
Gözlerimde, geçmiş bir an.
Tutamadığımdır, asıl üzen
yüreğimden de silinirken izlerin..
1 Eyl 2009
Eylül'e..
"Başını eğdiğinde göremesem de, damlaların aktığını
orada olduklarını biliyorum, her zaman.
Eylül’den bir gün al, sil tersiyle
ağlamanın umudu gülümsemektir "
diye fısıldadı rüzgar kulağıma..
"Ağlayabil ki, gülmek yakışsın ardından" dedi güneş..
Ağladım da, güldüm de
dalından kopupta, yere düşerken
seslenen yaprak gibi
usul usul.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)